top of page
Yazarın fotoğrafıEmre Yeşim

METAVERSAL BUSINESS MODEL

Dijital çağın ilerleyen dönemlerindeki önemli gelişmelerden biri global ağın merkeziyetsiz yapısına kolektif olarak erişebilmemize olanak tanıyan metaverse fikri olmuştur. Metaverse’ün ne olduğuyla ilgili değil fakat onunla ne yapabileceğimizle alakalı önemli bir noktaya parmak basmak isterim. Bazılarımız giderek dijitalleşen ve merkeziyetsizleşen yaşam tarzlarımızın geleceğinde günümüz iş modellerinin yeri olmayacağı düşüncesinde olabilir. Ki bu çoğu iş modeli için de geçerli sayılır ama şimdilik birinden bahsetmek istiyorum.


Dijitalleşmeye yönelik önemli atılımların yapıldığı dönemle tüm dünyayı etkileyen pandemi döneminin peş peşe gerçekleşmesinin insan topluluklarında dijital akımların hızla kabul görmesinde önemli bir rolü var gibi görünüyor. Ofis çalışanlarının büyük çoğunluğu bu dönemin önemli bir kısmını uzaktan çalışarak geçirmek zorunda kaldılar. Dolayısıyla mecburen metaverse ün temelini attığı dijital yaşam tarzlarına insanları hazırlayacak bir alışma süreci gerçekleşmiş oldu. İnsanlar deneyimlemedikleri yabancı bir fikri kolay kolay kabullenemezler. Fakat önden servis edilmiş bazı deneyimler, sonrasında yaşam tarzlarımızı tamamen değiştirebilecek atılımarı kolayca sindirmemize olanak tanır. Bu durumu sıcak su ve kurbağa analojisi üzerinden değerlendirebiliriz ama şimdi sosyolojik kritiğin lüzumu yok.


Değinmek istediğim esas nokta iş modelinin kendisi. Aslında bu heyecan verici düzeyde mümkün görünüyor. Gittikçe hızlanarak değişen gündem ışığında olabilecekleri kestirmek aslında o kadar da imkansız değil ama yine de bu konuda da tarihe not düşmüş olalım.


Sıradan bir günde sıradan bir işçi, vasfına göre değişen bir çalışma ortamında standart mesai saatleri içerisinde yapması gerekeni yapar ve sonrasında hayatına devam eder. Benim vasfım için bu ortam priz ve bilgisayardan ibaret ki son dönemde bu çok yaygın bir çalışma şekli. Ofisimize, şirketimize veya çalıştığımız ortama her ne deniyorsa oraya gideriz, bilgisayarımızın başına oturur ve mesaimiz boyunca yapmamız gerekeni yaparız. Bu ve buna benzer bir çalışma şekline sahip olan diğer arkadaşlar için hikayenin devamı muhtemelen daha anlamlı olacaktır.


Pandemi döneminde bu ve benzeri iş şekline sahip çalışanların çoğu uzaktan çalışmayı deneyimledi. Çalışanların veya şirketlerin bir kısmı bu süreçten verim alabilirken bir kısmı pek te verim alamadı fakat yine de üzerine kafa yorulursa bazı işlerin uzaktan da yapılabileceği büyük kitlelerce anlaşılmış oldu. Üzerine kafa yorulması gereken konu, iş yapan bir insan topluluğunun uzaktan, dolayısıyla dijital olarak etkileşim kurmasını sağlayabiliecek sanal altyapının kurulmasıyla ilgiliydi. Uzaktan çalışmayla ilgili verim alan ve süreci memnun atlatan veya yürüten çalışma ortamlarında bu konuya kafa yorulduğu, diğerlerinde ise bu konuda fazla atılımın olmadığı aşikar.


Metaverse fikri bu tür iş modellerinin dijitalleştirilmiş kopyasının oluşturulmasına olanak tanır. Çalışmak için ofise gitmek zorunda olmadığımız bir sürecin ardından, çalışmak için dijital ofisimize, sanal ortamda gidebileceğimiz bir sürecin gelmesi çok olası.


Peki bu nasıl bir çalışma ortamı ve neler mümkün olabilir?


Öncelikle sanal bir ofisin sosyal olarak gerçeğinden pek bi farkı olmadığını anlamamız gerekir. Ofis, ofis çalışanlarının bir araya geldiği ve ofise ait edevatın bulundurulduğu sabit bir ortamdan fazlası değildir. İnsanların dijital bir ortamda bir araya gelmesi ise uzun zaman önce aşılmış bir konudur.


Şöyle düşünebiliriz; sanal gerçeklik donanımımızla birlikte metaverse ağı üzerinden ofis ortamımıza eriştik. Donanımın ne olduğu ve nasıl çalıştığı her geçen gün değişen bir detay. Şimdilik donanım diyip geçelim. Eriştiğimiz ortam tamamen özel olarak tasarlanmış ki benim gibi tasarım ofislerinde çalışan bir tasarımcı iseniz muhtemelen çalıştığınız ofisin tasarımı da siz ve ekip arkadaşlarınızın elinden çıkar. Sanal ortama erişmek için kullandığınız donanım sizin ya da ofisin bilgisayar gücünü kullanır ve bu bilgisayar aynı zamanda dijital ofisiniz içerisinde erişilebilir durumdadır. Bu imkanlarla çalışma biçimimiz, gerçek çalışma ortamımızdaki görece kısıtlı etkileşimimizin ötesine geçerek deneyimlerimizi hayal gücümüz kadar geliştirebileceğimiz bir iş modeli haline gelir.


İş modelinin de ötesinde ortam ve etkileşim ofisinizle sınırlı kalmak zorunda olmaz. Bu ortam belki de dijital bir ‘’Business Valley’’ haline gelebilir. Dünyanın diğer ucundaki bir şirket küçük dijital vadimizde sizin ofisinizin hemen yanında olabilir. Sanal ortamda bir tasarım kenti kurmak veya dijital avatarlarımız üzerinden global bir etkileşim ağı oluşturmak mümkün olabilir. Bu ağ genişledikçe ve etkileşim arttıkça dijital bir medeniyetin ilk tohumları da yavaşça atılmış olur. Ama bu konuya başka bir yazımızda değineceğiz. Her ne kadar bu söylemler en temelinde bir distopyanın alt metni de olsa kulağa hoş ve oldukça mümkün geliyor.


Bu modelin detaylarını genişletmek ve farklı iş modelleri için özelleştirmek mümkün, dediğim gibi orası insanların hayal gücüne bağlı o yüzden diğer detayları sizin hayal gücünüze bırakıyorum. Çok ta uzak olmayan bir geleceğin hayalini kurmak ve belki de şimdiden kendimizi hazırlamak için bu fikirlere kulak vermek önemli. Ve öyle görünüyor ki bu gün bu koşullarda bizler, yalnızca çağı yakalamak değil onun bir adım ötesini de görebilmek ve yeri geldiğinde onu şekillendirebilmek durumundayız.



70 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Комментарии


bottom of page